WOLFGANG
BORCHERT’İN ACILARI ÜZERİNDEN GÖNDERMELER…
“V.D. Bruyeviç.
Halk Komiserleri Kurulu. Yönetim Müdürü’ne…
1 Mart
1918’den başlamak üzere maaşımın 500 rubleden 800 rubleye neye dayandırılarak
artırıldığının bana bildirilmesi yolundaki kesin isteğimin yerine
getirilmemesinden ve Halk Komiserleri Kurulu’nun 23 Kasım 1917 tarihli
kararnamesini doğrudan ihlal eden ve Kurul Sekreteri N.P.Gorbunov’la birlikte
keyfi olarak yaptığınız bu maaş artırmasının kanunsuz olmasından dolayı ve bu
haksız işlem nedeniyle sizi şiddetle kınıyorum."
Halk
Komiserleri Kurulu Başkanı, V.İ.Ulyanov Lenin. (Tüm Eserleri, Cilt 35,s.272.
Aktaran Nadejda Krupskaya.)
. . .
Dolar
ve petrol arsızları kapitalistlerin, günahları kadar sevmedikleri, görüşlerini her
yerde her fırsatta hasıraltı yapmaya çalıştıkları Bolşevik Devrimi Önderi
Lenin, yoksul halkın “bir lokma, bir hırka” misali, ama eşitlik ve özgürlük
düşleriyle de yaşadığı günlerde, maaşının arttırılmasının yasal ve ahlaki
olmadığını söylemekte, bunu yapan makamı kınamaktadır…
. . .
Yıl
1941. Alman Nazi Saldırganlığının gemi
azıya aldığı günlerdir. Yahudi’sinden aydınına, okur yazar, genç yaşlı insanların
doldurduğu tren katarları, faşizmin hışmına uğramış farklı kentlerin istasyonlarından
dönüşü olmayan bir yolculuğa doğru uzayıp giderler… Toplama kamplarının giriş
bölmelerinde genç, yaşlı, kadın ve çocuk esirlerin bekletildikleri bölmeler
ayrı ayrıdır. Yaşlı ve hastalar duş
bahanesiyle gaz odalarına, sonrasında fırınlara, genç olanlarsa cinsiyetlerine
bakılmaksızın çalışma mekanlarına gönderilir.
Tümü
mevcut giysilerinden arındırılmış, bavulları, özel eşyaları ellerinden alınmıştır.
Wolfgang
Borchert, oracıkta diğerleri gibi yalnız ve korunmasız, henüz yirmisinde bir sıska delikanlıdır. Beraberinde
getirdiği küçük sırt çantasını sinirli Gestapo şeflerine teslim ederken,
kendisini bekleyen tehlikeli labirentlerin dehşetinden habersiz, sakin ve
serinkanlıdır. Gestapo şefi, çantadan
çıkan birkaç önemsiz eşyanın yanında bulunan, anlam bütünlüğü olmayan, birbirlerinden kopuk, küçük küçük, kurşun kalemle yazılmış notlardan ibaret olan eskimiş bir defterin ayırtına varamayacak denli yorgun ve
öfkelidir. Defterde tutulan ve gözden kaçan notlardan birisi, Nadejda Krupskaya’nın aktardığı, V.İ.U. Lenin’in
maaşının arttırılmasından ötürü sinirlenerek Halk Komiserleri Kurulu Yönetim
Müdürü’nü “şiddetle” kınadığı, yapılan işlemin "kanunsuz" olduğunu belirttiği nottur.
. . .
1921
yılında Almanya’nın Hamburg kentinde dünyaya gelen Wolfgang Borchert, Avrupa’da
faşizmin hırçın/deli rüzgarlarının estiği 1941 yılında, dünya kapitalistlerinin
pasta paylaşım savaşı için askere alındığında henüz yirmi yaşındadır.
Ülkelerde
insanların sınıflara bölünüp sömürülmesine, dili, dini, milliyeti nedeni ile ötekileştirilmesine, itilip
kakılmasına, dahası birbirlerine yok yere düşman edilmesine, birbirleriyle savaştırılmasına
karşıdır. Öfke ve nefretten, kan ve de gözyaşından, cinayetlerden ve de
katliamlardan başka bir şey olmayan savaşlarla, emekçilerin, yoksulların ve de
halkların uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını, her fırsatta dile getiren Wolfgang
Borchert, bulunduğu birliğinde derdest edilip sığınağın bir köşesine kapatılır. Günlerce yanına kimse uğramaz.
Wolfgang
Borchert, kendi vatanında esir tutulduğu sığınağın ücra köşesinde savaşın bütün
acıları ile tanışır. Sarılık, difteri gibi hastalıklara yakalanır. Savaş
karşıtı konuşmalarından ve söylemlerinden ötürü sorgulara alınır. “Bozguncu” damgası
yer, oradan cezaevine atılır. Cezasının
bitiminden sonra tekrar cepheye, karşı olduğu ve de karşı olduğunu ısrarla
belirttiği savaşın ortasına gönderilir.
Wolfgang
Borchert, cephede tekrar hastalanır. Çürüğe çıkarılır. Sonrasında gelen bir keyfi emirle tekrar cezaevine atılır. Cezaevinde de, savaş karşıtı propagandasını ve söylemlerini sürdürür. Savaş karşıtı konuşmalarını hemen tümünü, geçmiş dünya deneyimlerinden, çekilen acılardan örnekler vererek yapar; hal böyle olunca da yeni baskı ve disiplin cezaları ile karşılaşır.
Wolfgang Borchert, zeki bir delikanlıdır… “Lenin
sadece savaş ve sömürü karşıtı bir insan değildir.” der, cezaevi
gardiyanlarına, gözlerini kan ve barut bürümüş savaş yanlısı radikal cahillere…
“Lenin, haksızlığa, ayrımcılığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı da bir
insandır…”
Az
önce, kendisine linç edilmesi gözüyle bakan mahkumlar bir an duraksarlar. Wolfgang Borchert, gergin ortamı
yumuşattığının farkındadır. O anda, Lenin’in maaşının kendisinden habersiz
artırılmasından duyduğu rahatsızlıktan söz eder, az önce üzerine gelenler
konuyu anlamaya çalışırlarken, ortalık sus pus kesilir.
. . .
1945’de
serbest kalınca uzun süre aç ve işsiz yaşar. Ardından, duyarlı, aydın bir insanın yardımı
ile Hamburg Devlet Tiyatrosu’nda reji asistanlığı yapar.
1946’da
“Fener, Gece ve Yıldızlar” adlı şiir kitabını bastırır. 1946 sonbaharı sonlarında
bir hafta içinde kaleme aldığı “Kapıların Dışında” oyunu 13 Şubat 1947
tarihinde Hamburg Radyosu’nda yayımlanıp, oldukça geniş bir ilgiyle
karşılandığı sırada ağır hastadır.
Oyununun gördüğü ilgi ona, “Bu Salı” (An
diesem Dienstag) öykülerini yazma gücünü verir.
Ne
yazık ki, ne bu kitabının (Bu Salı) basıldığını, ne de “Kapıların Dışında”
oyununun yaklaşık otuz tiyatro sahnesinde birden oynandığını göremeden, 1947
şubatının soğuk ve karlı bir kış gününde, bir İsviçre hastanesinde yalnızlıklar
içinde ölür.
Kesinlikle,
hiçbir önemi olmayan bir not:
Demirci
Arif Usta, yine akşamın bir vakti iş bu onca yazılanların ve dahi yazdıklarımın
hiçbir insanoğlu tarafından okunmadığını, her zamanki mahçup, bilge haliyle
utanarak söylediğinde, ben dağdan yeni gelmiş, bahçede zeytin delicesini
dikmekle meşguldüm. “Olsun” dedim, “Ustam benim, sen okuyorsun ya…”
“Bak, bu böyle olmayacak” dedi, “senin elindeki Wolfgang Borchert’in, DE yayınlarından 1965 birinci baskısı (An diesem Dienstag-Bu Salı) kitabı var ya… Bu kitabı, yukarıdaki yazıyı beğenen insana gönderelim. “Tamam” dedim. “Kitapların ilk baskısı değerlidir; insana ve dahi emeğe değer verdiğimizi gösterelim. Senin canın sağ olsun…”
Bizim demirci arif bir adam; ülkem insanına, okumaya, okuyucuya, sorgulamaya ilişkin mutlak bir bildiği var.