3 Aralık 2016 Cumartesi

"AZAMİ KAR/KAZANÇ TESPİT KOMİSYONU" ÇALIŞMALARINA BAŞLADI

"AZAMİ KAR/KAZANÇ TESPİT KOMİSYONU ÇALIŞMALARINA BAŞLADI."
  Gazeteler'den...

Böyle bir gazete başlığı, bize son kez el sallayıp veda eden, halk gönüllüsü, halkının sıra neferi Fidel Kastro'nun ülkesinde, 0-1 yaş çocuk ölümlerine, itliğe,uğursuzluğa ve hırsızlığa rast gelinmediği Küba'da görülseydi, hiç de şaşırmazdık doğrusu.

Ne var ki, mal meydanda, şantiye ağzıyla "malzeme" ortadadır... Zaman 2016, mekan Türkiye'dir.

Patronların toplam/reel karlarının (2016 verilerine göre) işçilerin el emeği göz nuru toplam kazançlarının 7,6 kat daha fazla olduğu gerçeğinin adının dahi anılmadığı, dünyayı ve onun bütün nimetlerini var eden işçi sınıfının hakkından sadece "asgari ücret" olarak söz edildiği bir garip ülkede yaşıyoruz. Böylesi hoyrat, fütursuz ve de ahlaksız üretim ilişkilerin adaletsiz bölüşüm gerçeğinin yaşandığı bir ülkede, "dağ fare doğurur mu?" mealinde bir absürd soru sorulsa, henüz insanlığını ve insanlık değerlerini yitirmemiş her vicdan sahibinin bu soruya "elbette evet" diyeceği aşikardır.

Dağ deyince... Güncel olduğundan, doğrusu hep gündemde olduğundan, daha doğrusu "kader" diye kıvırttıkları cinayet ve katliamların seyri hiç değişmediğinden olsa gerek...

Dağ deyince...

Gözlerim gazete fotoğrafında, taşlık bir dere yatağından dağa tırmanmaya çalışan, ayakları lastik pabuçlu bir takım insanlara takılır... Altları yırtık ve çamur topağı olmuş lastikleriyle dağa tırmanan insanlar, kız yurdunda yanmış çocukların yakınlarıdır ve gömülmeye götürülen cenazelerine yetişmeye çalışmaktadırlar. Ve aynı, ayakları lastik pabuçlu insanlar, aynı mezarlığa doğru gaza basan siyah lüks arabaların peşi sıra, aynı mezarlığa doğru ilerlemektedir.

Ayakları lastik pabuçlu "ayak takımı" akıp giden dört çeker, devasa, haydut arabaların egzoz gazına boğulurken ne düşünür? Yangın yurdunda ateşlerin alazına, basit kirişlerin ve amentü okunmuş ucuz halıların dumanına boğulmuş, "namussuz, ahlaksız olmasın" diye üzerlerine kilitlenmiş kapıların ardında nice hayallerini kuşça canlarını yükleyip cansız bedenlerce kalakalan kızlarını mı?

Bilinmez!

Ya, yoksullukları ve çaresizlikleri ve dahi sahipsizlikleri lime lime paçalarından dağ yollarına saçılan insanlara, siyah arabalarının siyah camlarından bakan (muhtemelen mavi takkeli bakanların, vekillerin) insanların örümcekli kafalarından ne geçer?

Bilinmez!

Bilinen tek şey vardır:  Halktan yana, emekçiden çalışandan, işsizden ya da emekliyen bebeden, emekli olmuş insanına dair, ne varsa, ne olacak ve dahi ne olmuş, ne kararlaştırılmış, ne yasalaşmışsa sonucunda mutlaka dağ fare doğurmuştur. Bunca anormalliğin, olağanüstülüğün, akıl almazlığın, töre, vicdan ve ahlak kabul etmezliğin "kader"den dinden imandan sayıldığı bir coğrafyada bir dağın fare doğurmasından daha doğal ne olabilir?!

Ne hikmettir ki(!) bazen dağ bu beceriyi dahi gösteremez; yani kimi kez ortalıkta doğmuş bir fare yavrusu bile göremezsiniz. Bu genellikle, gazetelerin "asgari ücret tespit komisyonu çalışmalarına başladı" temcit pilav üstü "haber" yaptığı günlerin sonunda olur.
.  .  .

Onlar, kapkara 4x4 arabalarının, kapkara camlarından, kapkara pahalı gözlükleriyle bizzat sorumlusu oldukları hem vahim hem de hak edilmeyen manzarayı seyir ededursunlar...

* Asgari ücret tartışması, gelir dağılımı, işçi sınıfı ve emekçi halkların yaşama koşulları ile birlikte değerlendirilmedikçe...

* Yokluk ve yoksulluk rakamlarının eriştiği düzey, insan onurunun ve emeğinin "ulusal gelir" içindeki payı her geçen gün, her geçen yıl azaldıkça...

* Patronların, para babalarının, dinleri imanları para, rant ve ihale olan baronların ve yamyamların iddialarının tersine izbe, "Allaha emanet" güvensiz fabrikalarda, şantiyelerde, sendikasız, esnek ve kiraya verilen işçi havzalarında işgücü maliyeti düştükçe...

* Sevgili ülkem, en düşük asgari ücret skalasında, Tayvan, Endonezya, Güney Kore ve Hindi Çin'i bile yakalamakta zorlanmadıkça...

Her ne derse desin, her ne kadar astıkça assın kestikçe kesssin, "Başkanlık" dahil hangi tahta oturursa otursun, işçi sınıfının literatürü ve de halkın ansiklopedisi onu, ilgili bölümlerinde:

ÇOCUK MEZARLARI ve MEZARLIKLAR Gn. MÜDÜRÜ,
KADIN MEZARLARI ve MEZARLIKLAR Gn. MÜDÜRÜ,
İŞÇİ MEZARLARI ve MEZARLIKLAR Gn. MÜDÜRÜ  olarak anacak ve öylece yer verecek...

Hasan Oğuz Bilgen, 03.12.2016, Tozduman Şantiyesi.