DEMİRCİ ARİF USTA’DAN,
SOMA-EYNEZ MADEN
İŞÇİLERİNE SELAM OLSUN..
Toz duman şantiye günlerimizin
işveren talimatlarını kazımayan hayta bir sınıf kardeşimizdi. Sendika kararlarımızı sil baştan ve de yaz
baştan yapışımız çoğunlukla onun yüzündendi.
Adı Oktay’dı…
Adı Oktay’dı…
Delidoluydu, haytaydı, durduğu
yerde duramazdı. Başına buyruktu. Muhalifti. Dersim'liydi.
Bozgunculuğu; kafası basmadığında işveren kapılarını
tekmelemesi, kendince eleştirel aklı, roman havasında coşkulu karşı çıkışları,
söz dinlemez, laf anlamaz isyanları eli öpülesi değerdeydi.
Kelimenin gerçek anlamı ile dokuz
sekizlikti…
Soyadı Ekin'di.
Soyadı Ekin'di.
Kitabın orta yerinden söylenmesini
gerekiyorsa eğer pür neşeydi. Ağız dolusu gülmeleri kıskanılacak derecede kayda
değer…
Demirci Arif Usta’nın şantiyedeki
kadim dostuydu.
Kızının doğum günü gerekçesiyle, yakın topraklardaki yüzleri kömür karası
işçilerin vasiyet mealinde dileklerinin düşmanın gözüne sokulup dosta
anımsatılması Arif Usta’nın zoru ve ısrarı ile idi.
. . .
Zaten sitemliydi demirci ustası
günlerdir… Her an boşalacak bir kara bulut gibi doluydu... Kararmıştı hanidir ve sinirliydi.
Suskun kalmamdan ve dahi olup
bitene ilişkin ve dahi bilinenin tekrarı anlamına gelecek konuları yazmamamdan.
Günlerdir yüzünden düşen bin
parça. “Tamam” diyor, “Anlıyorum; sanal alemde yazan yazana, rakı balık
paylaşımları, köprüyü yeniden keşfetmeler, pek bi mühim analizler gırla. Hani nasıl desem ortalık kıran kırana… “
“Ne var ki, şu bizim sınıf
yoldaşlarının, Soma-Eynez kömürdaşlarının emek hırsızlarına bir tokat, bir zılgıt gibi, o nadide, dayanışmaya, kararlılığa işaret eden, asla yılmamayı tembihleyen, yılın
armağanı seçilmeye aday mesaj güme gitmesin…“ derim.
. . .
. . .
“Ne demişti; tazminatsız kapı önüne koyulan ve ol nedenle
Ankara’nın yoluna yürüyen ve de Kırkağaç boğazında jandarmaca yolu kesilen yüzü
kömür karası yoldaşım?
" Mücadelemizin olası kazanımları başta Soma’lı madenciler olmak üzere, tüm maden işçilerine ve Türkiye işçi sınıfına armağan olsun.”
" Mücadelemizin olası kazanımları başta Soma’lı madenciler olmak üzere, tüm maden işçilerine ve Türkiye işçi sınıfına armağan olsun.”
Manisa-Kırkağaç boğazında emeğe, emekçiye ceberut
devletçe yolu kesilen ve günlerce Kırkağaç yolunda yatan, malum katliamda ilkyardım sedyesine çamurlu çizme ile yatmayı onuruna yediremeyen...
“Çizmemi çıkarayım mı?”diyen işçi adına açıklamayı okuyan, maden işçisi Çetin Erkalkan idi.
. . .
“Çizmemi çıkarayım mı?”diyen işçi adına açıklamayı okuyan, maden işçisi Çetin Erkalkan idi.
. . .
Adamakıllı kararlı, ilkokula giden küçük kızı ve ait olduğu sınıf adına öfkeli, gönlü ferah,
yüreği bıçak Çetin Erkalkan, gaspedilen kıdem tazminatları için Ankara’ya
yürüyen alnı açık-başları dik Eynez amelelerinin sözcüsü ve gözüpek öncüsü...
Ve dahi maden işçisi Çetin, elbette Demirci
Arif Usta’nın da sınıf yoldaşı, Eynez göçüğünün cehenneminden çıkarken elini sıkıca tuttuğu, o gün bu gün asla bırakmadığı tanışı...
Demirci Arif Usta, sendikacıları bile bir inceden rahatsız eden kararlı, öfkeli, "Biz bu yoldan öldür Allah dönmezük" sert adımları ile yürüyen sınıf kardeşlerinin sendikada tartışmaların başladığı günlerden bu yana yanında idi.
. . .
,
. . .
,
Gecelerinin ayaz kestiği Kırkağaç boğazında yer yataklarında,
uyku tulumlarında, ısınma amaçlı çıralı ateşlerin başında sıcak dost sohbetleri yapmıştı da tadına doyamamıştı. Ve yine bu yüzden ki anlata anlata bitirememişti.
Dosta düşmana, sövene de sevene
de selam olunur ki, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde, - bu gün- Soma’da
yapılacak kitlesel eylemde de kardeşlerini, yoldaşlarını yalnız bırakmayacak…
. . .
. . .
Hiç kimsenin, Elif bacının, şantiye dostlarımızın kuşkusu
olmasın ki, onlarla birlikte korkusuzca, tıpkı Çetin gibi çetince “Kavgamızın kazanımları başta Soma’lı
madenciler olmak üzere, tüm maden işçilerine, Türkiye işçi sınıfına armağan
olsun” diye haykıracak.
Soma’lı Eynez amelelerinin ve de baldırı
çıplaklarının mücadelesi tüm maden işçilerine ve Türkiye işçi sınıfına armağan
olsun.
Demirci Arif Usta, 04.12.2019,
Soma-Eynez-Manisa.