23 Mart 2015 Pazartesi

BİR TAKVİM YAPRAĞI NE YAPAR NE YAPMAZ ?


BİR TAKVİM YAPRAĞI NE YAPAR, NE YAPMAZ ?

Biraz sonra yapacağı hareketin güvenlik kameralarına takılma olasılığının verdiği çocukça heyecandan çok, orada çalışan insanlar üzerinde nasıl bir etki yaratacağı, ne tür tepkilerle karşılanacağı umurundaydı.

Çoğu kez, eski köye yeni adet temkinli yaklaşımı ile abesle karşılanan yeni bir şeyi, alışkanlıklarından ve alıştıklarından vaz geçmeye pek niyetli olmayan insanlara ilk kez anlatmaya, göstermeye çalışmak çok zordur. Böylesi cesaret isteyen bir işi yapmak üzeredir. İşyeri ilan panosunda -oraya, o duvara çakıldığı günden bu yana- ilk kez, yeni, değişik, adeta itiraz eden, seçenek sunan bir şey görülecektir.

Tatlı bir telaşla sağını solunu kollarken, demire biçim vermeye, kaynak işi yapmaya alışkın ellerinin titremesi bu yüzdendi. Beraberinde getirdiği yirmiye yakın toplu iğneyi kuşe kartonun kenarlarına düzenli aralıklarla, dikkatle batırırken, belli ki panodan sökülmek istenmesi durumunda bunu zorlaştırmayı düşünüyordu.

Şantiye yaklaşık bir aydır, tarihinde hiç yaşanmamış bir sendika örgütlenmesinin heyecanı ile için için kaynayıp, engin denizler misali dalgalanıp duruyordu. Uzun yılların, çalışanların belleğinde, yüreğinde damıttığı deneyimler ve birikimler, sonunda ‘inadına sendika, inadına örgütlülük’ kararlılığı ile elle tutulur, gözle görülür bir gerçeğe dönüşmek üzereydi işte. Kendisi de bir demirci ustası olarak, birilerince tehlikeli ve sakıncalı görülen bu çalışmanın içindeydi.

Üye kaydı yapmanın tarihi adımlarını attıkları günlerde, haklı olarak çok dikkatli ve temkinliydiler. İkna konuşmaları öyle ortalık yerde, asla yüksek sesle yapılmıyordu. Emek dostlarının, yarenliklerin, sıcak mesai yoldaşlıklarının yanı sıra, bilinçli ya da bilinçsiz edilen yakışıksız sözler, kaba hoyrat davranışlar da olabiliyordu. Yaşanan ağır havayı dağıtmak, kafalardaki belirsizliği ve kararsızlıkları netleştirmek adına, şimdiye dek şantiyede yapılmayanı yapmak gerektiğini düşünüyordu hanidir.

Önce tebeşirle duvarlara, düşüncelerini, yapılmak isteneni anlatan bir şeyler yazmayı düşündü. Muhtemelen şantiye duvarlarında sırıtacak olan kötü yazısının teğellenmiş gibi duruşuna önce kendisi gülecekti. İlkokul mezunuydu; battal elleri çekice, demir makasına yatkındı. Yemek molasında kara kara düşünürken, gözleri atölyenin duvarında asılı duran takvime takılı kaldı. Kahverengi gözlerine bir ışık geldi, gitti. Sonra hınzırca güldü, keyiflenmişti.

Takvimin şubat yaprağı, kırmızı zemin üzerinde iri beyaz harflerle “Sendikalı Ol, Disk’li Ol” yazan bir afiş görünümünde düzenlenmişti. Aradığı orada, az ötesinde isli kirli duvardan kendisine göz kırpmaktaydı.
.   .   .

Bol tartışmalı, bol toplantılı, bol atışmalı ilerleyen günlerde, Arif usta’nın korktuğu olmadı. Hemen dikkati çeken kırmızı rengin üzerinde göze çarpan dört kısa sözcüğün bulunduğu kartonu asılı bulunduğu panodan kimse indirmeye cesaret edemedi. Dahası kararsızlığı yaşayan, farklı önyargı ve kaygılarla sendikaya üye olma olmama arasında gidip gelen işçiler üzerinde hiç beklenmedik bir etki bile yaptı. İşçiler, o ilan panosunda böylesi ilgi ve beğeni toplayan bir afişi, klasik sendikacılığın hayhuyu, günü kurtarma, sorunları ve talepleri geçiştirme anlayışı içinde ilk kez görmüşlerdi. Bu, alışık olmayan fotoğraf onları yüreklendirmiş, bir o kadar da heyecanlandırmıştı.
.   .   .

Geçmiş günlerin, Arif usta’nın mevcut sendikacılara "zamansız", tehlikeli sorular sorduğu toplantılarından birinde, “Kıdem tazminatlarımız kırmızı çizgimizdir” mealinde ettiği söze, şimdi atölyelerde, çay ocağında, şantiye meydanında yüksek sesle söylenen ikinci bir söz eklenmişti. “Afiş bizim ikinci kırmızı çizgimizdir. Oradan inmeyecek!”
.   .   .

Şimdilerde şantiye atölyelerinde, bayram arifesine özgü bir heyecan ve hazırlıklar var… An itibari ile, aynı duyuru panosuna, işyerinde üye çoğunluğunu sağlayan sendikanın yetki başvurusunu yaptığını gösteren dilekçenin asıldığı haberi, şimdiden 1 Mayıs bayramlıklarını giymeye hazırlanan sabırsız işçiler arasında kulaktan kulağa yayılıyor.


Hasan Oğuz Bilgen, 23.03.2015, Belediye Şantiyesi.             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder