13 Aralık 2015 Pazar

DAYANIŞMA ve İMECE GÖNÜLLÜSÜ...

ATIF KIŞLA.


Uzun yıllar zor ama eğlenceli, üretken çalışma saatlerinde birlikte olduğumuz, Bornova Belediyesi eski müdürlerinden, yol arkadaşımız Atıf Kışla ile, onu bizden sonsuza dek ayıracak talihsiz kazadan on gün önce bir araya gelmiştik.


Hiç değişmeyen telaşlı konuşma alışkanlığıyla, arada bir çocuk gibi heyecanlanarak geleceğe ilişkin yeni tasarılarından söz etmiş, her zaman yaptığı gibi bizim de düşüncelerimizi almayı, daha başka nasıl ve neler olması gerektiğini de sormayı ihmal etmemişti. 

Yıllık iznindeydi. Çorum'daki yeğeninin nişanını yapmak için yol hazırlıkları ile ilgileniyordu. O gün orada, demli çaylar içtiğimiz sıcak söyleşinin sonrasında ve ayrılık anı gelip çattığında, hiç birini -siyasi duruşu nedeniyle kendisine kızanları bile- ayırmadan tüm belediye ve şantiye personeline selam söylemişti. 


"Yükü çok ağır, anlamlı selamlarını beklenmedik ölümünün ardından yapacağım anma konuşmasında, sizlere iletmek zorunda kalacağımı elbette düşünemezdim." (Şantiye'de. Anma Konuşması'ndan)

. . .

Dostumuz Atıf Kışla, kayda değer hizmet üretimleri gerçekleştirdiğimiz günlerde de, kendini kahredip başka belediyeye gitmesine neden olan koşullarda da, hiçbir emek arkadaşını birbirinden ayrı görmedi, kırılmışlığını, dargınlığını belli etmedi. Sınıfların, sömürünün, hiçbir ötekileştirmenin, ayrımcılığın olmayacağı, başka bir eşit ve adil dünyanın mümkün olduğuna inandığından, kendisiyle ve insanlarla barışık, paylaşımcı ve hoşgörülü bir insandı.  


Bornova’daki görevinde yaşadığı tüm olumsuzluklara, hak etmediği yaptırımlara karşın, bağışlayıcı yanını, emek eksenli dostluğunu ve sıcaklığını her zaman canlı tuttu. Her ne olursa olsun, ne denirse densin asla kin, öfke beslemedi.  Nefret söylemi kullandığı görülmedi.

Onun tek kızgınlığı ve yoğunlaştırdığı dikkati,  değiştirmeye çalıştığımız çürümüş ve kokuşmuş sisteme yönelikti. 

.   .  .

Atıf Kışla Makine mühendisiydi.  Makineler gibi, yapılandırılmasına çalıştığımız toplumcu, kamucu hizmet sisteminin de, sağlıklı ilişkiler ve akılcı bir iş programı temelinde işlemesini isteyen, onun için özveri ile uğraş veren birisiydi.

Baskılar ve hiçte adil olmayan yaptırımlar sonucunda, başka belediyeye atamasını istemezden önce,  uzun zamanlar Bornova Belediyesi’nde sıradan masa görevleri, Vasıtalar ve Atölyeler, son olarak İdari İşler Müdürlüğü yaptı.


( 2 )

Bornova Belediyesi’nin tarihinde ilk kez, halka dönük, toplumcu hizmet üretimini gerçekleştirmenin koşullarını yakalamıştık.  Henüz kağıt üzerinde olan "Bakım Onarım Şantiyesi"nin sorumluluğunu, onun kararlı üstelemeleri üzerine, ikirciklenme göstermeden kabul ettik.


Oturduk, karşılıklı birbirimize söz verdik.  Kendini her gün yenileyen, eleştiren, dayanışmacı, paylaşımcı bir anlayışla, kafamızdaki çalışma ve üretim projesini ortak akıl ve imece ruhu ile hayata geçirecek, alışılmış klasik belediyecilik anlayışının geleneksel, ihaleci, rant düşkünü yerleşik düzenin duvarlarını zorlayacaktık.

Ancak alışılmış ve kanıksanmış mevcut statükoyla ve onun çürümüş ilişkileri ile uğraşmak, yerleşmiş hantal yapının komplo ve spekülasyonlarının üstesinden gelebilmek çok zordu. Bunu, elbette çalışmalarımıza başlamadan önce göremezdik. Alan çalışmalarına başladığımız daha ilk günlerde, üstlendiğimiz sorumluluğun ne denli zor olduğunu gördük. Aynı şantiyede mesai yapan Fen İşleri ile İdari İşler iş programlarından birbirlerini haberdar ederek, sözüm ona yardımlaşarak çalışacaklardı.   Kepçe, dozer, kırıcı v.b gibi iş makineleri fen işlerinin, yani mevcut yapıya egemen klasik belediyecilik anlayışının kontrolündeydi. 

 

Durum böyle olunca, işler uzadı. Hatta hiç yapılamayanlar, bitiremediklerimiz bile oldu. 

Riyaset makamına da sorunlarımızı, yerinde ve zamanında anlatma olanağı da bulamayınca, geciken, yapılamayan hizmetlerin sorumluluğu da İdari İşler Md.’nün üzerine kaldı.


Artık, tarihini bilemesek de sonumuzun ne olacağını az çok kestirebiliyorduk. Yaşanan açıkça bir kumpastı.  Artık yakın süreçte, görevlerimizden alınmamız,  tüm sorumluluklarımıza son verilmesi vardı. Bu gerçeği konuşup vakit yitirmemiz yanlış olacaktı. “Durun! Buraya kadar...” diyecekleri güne dek iş programımızı hızla uygulamaya devam edecek,  ihalesiz ve özgücümüzle başladığımız işleri, onca bürokratik engellemelere, iş makinesi ve ekipman vermeme gibi fiili çelmelere karşın,  “fazla çalışma bedeli” istemeden bitirmeye çabalayacaktık.

 

Ön görüsünde bulunduğumuz, bu kısa hızlı süreçte, sorgulayan, tartışan, yurttaş duyarlılığından ve görüşlerinden olabildiğince yararlanan bir programı hedef aldık. Bunu uyguladık.  Böylece, kalıcı bir şantiye örgütlülüğünü gerçekleştirememiş olsak da, var olan sınırlı koşullarda da halkçı belediyecilik yapılabileceğini, vergisini ödeyip görevini yapan halkın, çıkarları ve istemleri ile örtüşen bir kamusal çalışmanın mümkün olduğunu göstermiş olduk. Her daim görüş alış verişi içinde olduğumuz Atıf Kışla ile son görevinde çok yakın, tam bir ayniyet ve uygunluk içinde çalıştık.

 

İlçe sınırları içinde, başta belediye hizmet binaları olmak üzere,  muhtarlıklar, pazar yerleri, otopark alanları, parklar ve bahçeler,  yine ilçe ilköğretim okulları binalarında gerçekleştirilen,  sıhhi tesisat, elektrik, boya, marangozluk ve demircilik işlerinin detaylı bilgileri,   yüz doksan dört -194- sayfalık, imza altına alınmış “Çalışma Raporlarımız” klasöründe belgelidir.

İçinden yüz akı ile çıktığımız çalışmalar, faydacı bir anlayışla işleri piyasaya, özel şirketlere havale etme kolaycılığına prim vermeden, tümüyle atölye olanaklarına, şantiye stoklarına, insan emeğine, ekip çalışmasına, imece ve dayanışma ruhuna dayanılarak başarılmıştır.

 

( 3 )

Şantiyede ve sorumluluğumuzdaki alan çalışmalarımızda olsun, iç işlerimizde olsun, demokratik, katılımcı ve sorgulayıcı ilişkilerin egemen olduğu bu şantiye yapılanması,  26.11. 2006 ve 27.05. 2007 tarihleri arasında,  hedefine koyduğu hizmetleri  - çok kısa değinilen nedenlerle - yetersiz de olsa gerçekleştirebilme olanağı bulabilmiştir.

Anılan tarihler arasında,  halen yaşayanlarının tanıklığında kanıtlanan:

Yerel bir yönetimde, modern kölecilikten başka bir anlamı ve açıklaması olmayan taşeron sistemine sarılmadan da belediyecilik yapılabileceğidir.  İdari İşler Şantiyesi, pratiği ile de kanıtlamıştır ki, bu gün yerel yönetimlere yerleşmiş egemen hizmet anlayışı emekçi halkın çıkarlarına ve beklentilerine de, sosyal/ kültürel gereksinimlerine de terstir.   İşçileri tıpkı elma portakal gibi elle sayan, işle ilgisi olmayan niteliksiz,  paradan başka bir şey düşünmeyen,  fabrikatör kafalı aç gözlülerin,  “işçi başı* üzerinden” utanmazca kazanç sağlamalarına izin vermeden,  kaynağı halkın ödediği vergiler olan belediye ödeneğini çarçur etmeden vatandaşa hizmet verilebilir.  

 

İnsanlık tarihinde, adil, eşitlikçi, halktan yana olan her girişimin,  egemen sınıfların, onların sermaye yanlısı uygulayıcıları ve işbirlikçileri tarafından engellenmesi ne kadar gerçekse,  merkezine halkı ve insan emeğini koyan dayanışmacı, paylaşımcı imece çalışmalarımıza olanak tanınmaması da bir o kadar manidardır.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

* ) Vahşi dünyalarının arsız ve ahlaksız ilişkileri içinde, taşeronlar hak etmeden kazandıkları paraları konuşurlarken, utanmazca sırıtarak:  “Kelle başı” derler... “Kelle başında şu kadar, toplamda bu kadar para kazandık. ”

 

Hasan Oğuz Bilgen, Ağustos 2007.  Güncelleme:  Ağustos 2020.

 

 

Not:  Herkesin kendisini kurtarmaya çalıştığı ortamda, başkalarını kurtarmaya çalışan Atıf Kışla, Bornova’dan ayrılmak zorunda kalışından üç ay sonra, 25 Ağustos 2007 tarihinde, yine insanlarla dayanışmak, sevgisini ve insanlığını paylaşmak için Çorum’a gittiğinde, Amasya ilinde karıştığı haksız bir trafik kazasında bizden sonsuza dek ayrıldı. 

 

Bu metin, 2007 yılı eylül ayı sonlarında, Manisa yolu eski ESHOT atölyesi alanındaki Belediye Fen İşleri Şantiyesi'nde, dönemin İzmir Büyük Şehir Belediyesi başkan ve yetkililerinin de bulunduğu bir toplantıda, imece-dayanışma gönüllüsü, sevgili Atıf Kışla’mız için yapılan anma konuşmasından alınmıştır.

 

http://www.ozgurmedya.org/newsdetail.asp…

https://alibabadanmasallar.blogspot.com/2015/12/imece-gonullusu-atifkisla-uzunyllar.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder