3 Ağustos 2016 Çarşamba

AĞLA SEVGİLİ YURDUM

AĞLA SEVGİLİ YURDUM

1970'lerin macera/komedi türünden kovboy filmleri arasında, şimdi yaşı altmışa dayanmış delikenlılarından kimilerinin üstüste birkaç kez izlediği ünlü bir vestren klasiği vardır:

Oldukça hareketli geçen filmin sonuna doğru soyguncular bir bankada kıstırılır. Soygunculardan insan azmanı olanı para kasasını kucaklamış götürmeye çalışmaktadır. Şerif adamlarının en önünde, ağzında bitmeye yüz tutmuş purosu ve kısık gözleri ile ortalığı süzer. Sesi kısık ama kararlıdır:
"Kasayı silahlarınızla birlikte yere bırakın ve yüzükoyun yatın."

Dışarıda toplanmış kasabalı suspustur. Kamera tekrar bankanın içine, çelik kasayı koca göbeğinin üzerinde tutan insan azmanına döner. Kaçacak delik yoktur, herşey bitmiştir. Goril kasayı ayaklarının dibine bırakıverir. Ahşap banka zangır zangır sallanır. Kamera bankanın sallanan devasa abajuruna yakın plan çekim yapar.

İşte o an, o sahnede izleyiciyi yerlere yatıran replik şöyledir:

"Kasa mı, ne kasası?"

* * *
DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR)'nün yayınlamış olduğı son "Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu", son günlerde RTE-akp pompalamasıyla adeta karnaval havasına sokulmaya çalışılan buz dağını görünmeyen kısmına gönderme yapmaktadır:

* Kayıt dışı işçileri de kapsayan fiili sendikalaşma oranı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın %11.5 açıklamasının tersine) %9.7'dir. Bu durumda sendikalı işçilerin üçte biri toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında kalmaktadır.

* Toplu sözleşme kapsamı oranları açısından ise durum daha da vahim. İşçilerin sadece %7'si toplu iş sözleşmesi kapsamında. Özel sektördeki oran ise daha içler acısı: %4.2

* 15 temmuz darbe girişiminin ardından Aksiyon-İş Konfederasyonu'na bağlı sendikaların kapatılmasıyla, resmi sendikalaşma oranı %12'nin çok daha gerisine düşmüş oldu.

* 2016 temmuz ayında sendika üyeliği durma noktasına gelmiştir.

* Toplu İş Sözleşmesi (TİS)'in kapsadığı çalışma alanı, sendikaya üye işçilerin anayasal sendikal haklarını hangi düzeyde kullanabildiğini gösteriyor.

* Diğer ülkelerde TİS'in güvence altına aldığı işçiler, sendika üyesi işçilerden daha fazla... Yani AVRO bölgesindeki işçiler % 25-30'lardayken, TİS'in koruyucu şemsiyasi altına aldığı işçiler %65'lerdedir.

DİSK-AR raporunun adeta "kıssadan hisse" dedirten sonuç bölümünde "Sendikalı olan her üç işçiden birisinin TİS'den yararlanamaması demek, ülkede toplu iş sözleşmesi sisteminin çökmesidir." denilmesi, çocukluğumuzda oynadığınız saklambaç oyununun final bölümü olan "kazan çömlek patladı" sahnesidir.

* * *
An itibari ile, TÜRK-İŞ başkanının ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu)'na "OHAL'in sadece darbecilere ve taraftarlarına yönelik olduğu, insan haklarında, emeğin kazanımlarında bir adım bile geriya gitmedikleri" mealinde yazdığı mektup, bizim yukarıdaki vestren filminin final sahnesini anımsatsa da, yine de zaman ve mekana pek uymuyor.

Filmdeki sahne makaranın sonundaydı. Bizler, yurtseverler, devrimciler, sosyalistler, kuvvetli olasılıktır ki daha filmin başındayız. Tavandaki abajur filan sallanmıyor, hatta yaprak kımıldamıyor. Olsun, Türk-İş'in başının mektuptaki söylemi ile filmin meşhur repliği uyum sağlıyor ya:

"Diktatörlük mü, ne diktatörlüğü?"

* * *
Demirci Arif Usta'nın son günlerde canı hayli sıkkın, " Filler tepişiyor biz eziliyoruz;  iki İslamcı erk arasında iktidar olma, milletin anasını belleme yarışı, hepsi bu.. Filmin özeti bu..." diyor.

"Ortalık sanki güllük gülistanlık... Kırmızı bayraklı zeminlerde düğün dernek, adeta bir bayram şenlik hali... Ağlanacak halimize gülmemize, mutlu mesut demeçlere, meydanların devlet destekli/zorlamalı karnaval cümbüşüne sokulmasına inat... Ali Baba'nın Masalları'nda ilk kez çalınacak türkünün adı Ağla Sevgili Yurdum olsun..."

Hasan Oğuz Bilgen, 03.08.2016, Bornova Tozduman Şantiyesi.

Dip Not: Ağla Sevgili Yurdum, Bir Tuncay Akdoğan başyapıtıdır...
Sevgili Tuncay. 21 Kasım 2004 tarihinde, tek başına yaşadığı evinde elektriklerin kesik olmasından dolayı bir mum yakar... İlerleyen saatlerde mumun devrilmesi sonucu evinde çıkan yangında 45 yaşında yaşamını yitirir.
Cenazesi 24 Kasım 2004 tarihinde Okmeydanı Cemevi'nde düzenlenen törenin ardından Kilyos Mezarlığı'nda toprağa verilir.
Balık beyinli kafalarda akıl tutulmasının yaşandığı şimdilerde
Sevgili Tuncay Akdoğan'a sevgi ve özlemlerimle..
  


  

1 yorum:

  1. DÜNYA TÜRKLERİ KONGRESİ,
    Değerli milletim hiç düşündünüz mü Bu gün bu yaşadığımız olayların sebebi nedir bu 15 yıllık
    İktidar süresince ülkemizde din sömürüsü dinden rant devşirme dini devlet dairelerine sokma
    Bütün kurumlarda dini görüşü benimsemiş laik liğe düşman bir yönetim bulunuyor ve insanlara
    Zorla dini dayatıyorlar hertaraf imam hatipler ile doldu taştı şimdi fetöye savaş açtılar hesapta
    Şimdi size soruyorum kaç imam hatip lisesi kapatıldı kaçtane öğrenci atıldı kaç öğretmen atıldı
    Ben biliyorumki bütün imamhatip liselerinde tonlarca fetö mensubu var bunlar neoldu nasıl bir
    İşlem yapıldı bu cemaat devlet dairelerine sızarken nerdeydiniz pensilvanya da birçok akp millet
    Vekili fetönün elini öpüyordu methiyeler düzüyorlardı bu gün ülkenin bu hale gelişi Atatürk laik lik
    Düşmanlığından dır Bügün eğer askerde bu adam namaz kılıyor bundan zarar gelmez diye bir sürü
    Atatürk ve Türk düşmanı terfi ettirildi ve bugün general rütbesine gelen bu alçaklar halkına kurşun
    Sıktı ve gariban vatan evlatlarını ortada bırakarak kaçtılar ve o masum anadolu evlatları öldü
    Şimdi size soruyorum bunları hiç görmedinizmi ve sokaklara çıkıp tekbir allahu ekber demek ile
    Vatan korunmuyor vatan savunulmuyor vatanı seveceksin Türklüğü sevecek sin Atatürkü seveceksin eğer sevmez seniz ülkeyi böyle sevre götürürsünüz bugün bir eski asker olarak içimi
    Acıtan bir olay biz surye de fırat kalkanı operasyonu yapıyoruz ve abd askerleri yani özel kuvvetleri
    Bizim askerimizi denetliyor ypg ye pyd ye vurup vurmadığımızı denetliyorlar ve bunu da tv lerde
    Açıklıyorlar benden size ülkenin bir tablosu bakın görün ona göre hesap kitap yapın

    YanıtlaSil