14 Nisan 2023 Cuma

ENVER HOCA ÖĞRENCİSİ BİR GÖÇMEN... KAZİM KAÇUPAY.

 


ENVER HOCA ÖĞRENCİSİ BİR GÖÇMEN... KAZİM KAÇUPAY. 

Onurlarını korumak, üretimden gelen güçlerini sahiplenme pahasına iş güçlerinden başka satacak ve zincirlerinden başka kurtulacak bir şeyleri olmayan insanlarımızın soy/sop/inanç/mezhep ya da kısacası aidiyetletleri üzerinden hakarete uğradıkları, töhmet altında bırakılmaya çalışıldıkları bir vahşi ve adaletten uzak bir coğrafyada yurttaş olmak, yaşamak ne menem bir şeydir? 

Hiç hak etmediğiniz, insanım diyenin aklına gelmeyecek, üstelik bir suçlama ve iftira ile soslanmış bir aşağılanma ile karşılaşmak, insana neler duyumsatır?

*  *  *

Turgutlu'nun tuğla/kiremit toz dumanının hayhuyu içinde okul okumaya, öğrenim görmeye olanak bulamayan Kazim Bayer... Her daim övündüğü ve gurur duyduğu -tıpkı Erkan Baş gibi- asla gizleyip saklamadığı soy adı ile Kaçupay Kazim.

Manisa-Turgutlu'nun emek cangılı yetmez;  yaşamını sürdürme, sırf ayak ayakta kalmak adına iş gücünü, önce Suudi diyarında, Irak topraklarında, sonrasında da sınıfsız ve sömürüsüz başka bir dünya gerçekleştirme derdindeki Sovyet ellerinde bilerek, isteyerek satar. 

Kazim ağabey emekçi bir insan olmanın olgunluğuna daha çocukluktan erişmiş, sınıf terbiyesini ve çalışma ahlakını, çalıştığı şirketin Soma şantiyelerinde almış bir işçidir. Erkenden kalkar, işinin, tezgahının başında olur;  işverenine borçlu/ gebe kalmaz, yeri ve zamanı geldiğinde masaya da yumruğunu vurur, sınıf yoldaşlarını düşündürmeyi de, etkili söylem ve söyleşilerle ajite etmesini, harekete geçirmesini de bilir. 

Çalışma saatleri dışında ailesini de, can dostlarını da asla ihmal etmez, ağız dolusu güler, renkli/ heyecanlı söyleşiler yapar. Bir Balkan göçmeni oluşundan olsa gerek, paylaşımcı, değer bilir, enternasyonal bir belleği/ devrimci bir kimliği vardır. 

Nazi işgalinde anavatanlarını canları pahasına savunan Sovyet partizanlarının, Nadya'ların, Sergey'lerin özverilerini ve de anılarını ruhunda yaşar. Tatil günlerinde, Lenin'in ve Nazım'ın gömütlüğünde, bu yurtseverlik duygusunu bilincinde, ruhunda duyumsar. Bizzat kendi anlatımıdır:  Bir pazar sabahı, Kızıl Meydan'ın sakin bir saatinde, faşizme direnmiş, teslim olmamış, onuru ve yurdu için canını vermiş, hiç tanımadığı yurtsever insanlar için, alnı yukarıda gözleri kapalı kıpırdamaksızın dakikalarca selam durmuşluğu vardır.. 

*  *  *

Alnının akı ve emeğinin hakkıyla çok sevdiği yurduna, toprağına, Soma'ya geri döner. Ailesine düşkündür; biricik kızları Elif'in, Açelya'nın, Deniz'in biricik babasıdır. Ait olduğu geçmişin, engin Balkan kültürünün ve evrensel değerlerin insanı, devrimcilerin dostu ve de Bedrettin Şınnak'ın kadim yoldaşıdır. 

Kaçupay Kazim, hasbelkader akademide dirsek çürütmemiş, -alaylı da denebilir- doğal bir devrimci ve dahi bir halkım insanıdır. Kendi hali ve kavlince bir bilgedir. Rübaileri bizlerde saklıdır, el yazmaları değerlidir. En değerli hazinelerimizdir.

*  *  *

Kazim Bayer, "çevre" demez "doğa" der. "Çevre" sözcüğünün, "çevre" anlatımının, insanın kendisi için uğraş verdiği, iyileştirmek için didinip kavga ettiği bir "konfor alanı"ndan ibaret olduğunu bilen insanlardandır. Bu yüzden Kazim ağabey 'doğa' der, 'çevre' demez. Tam da bu nedenledir ki, sokağından geçen bir ayı oynatıcısını durdurup, onun iş ortağına dans teklif edecek incelikte harbi bir hayvan dostudur. Mahalle halkının, dostlarının ve de çok sevdiği çocukların şaşkın bakışları altında sonlandırdığı muhteşem gösterisinin ardından, Romen vatandaşın üstünün kirine gözünün çapağına bakmadan sarılıp yanaklarınnıkarıdan öpecek kadar değer bilir, içten ve alçak gönüllü bir insandır. Kazim ağabeyin o boz ayı ile, bir ritüel tadında yaptığı dansının tanıkları, suskunluklarını koruyor olsalar da halen hayattadırlar... 

Kaçupay Kazim, halkın dostu, devrimcinin destekçisi olduğu kadar, gerçek bir doğa, sıkı bir ayı dostudur. Şarabını da öyle bardaktan, kadehten filan içme kibarlığını göstermez. Her gülün bir dikeni vardır, o da bunun kusurudur!  Şarabın hasını, hem de kırmızısını, -tıpkı memlekette "Şaban aga"nın ayranı başına diktiği gibi-  testiden içer. Testisini de kucağından ayırmaz;  son damlasına dek bölüşür de.  Baldan tatlı sohbetlerinin de, yurt dışı şantiye anılarının da tadına doyamazsınız. Çok zor da değildir hani. Yeter ki ona yarenlik edin. Sözcüğün gerçek anlamıyla 'hayat insanı'dır. Bilgedir, adildir, hoşgörülüdür. Çoğu zaman sessiz, durgun, düşüncelidir. Kimi zaman sitemlidir... Ne var ki, incitmez, kırıp dökmez. "Ben sizi hiç bırakmadım, destekledim. Sizler de yanımda olmalı, beni desteklemelisiniz." der geçer. Sözü uzatmaz. Gönül koymaz. 

Kaçupay Kazim, hiç bir zaman hiç bir koşulda yalnız, çaresiz ve umutsuz değildir. Elbette savunduğu dünya görüşünden ve inandığı evrensel değerlerden dolayı...    

Kazim ağabey, iyi ki seni tanıdım. Dostluğunu kazandım. Testinden kırmızı şarabını içtim. İyi ki... İyi ki... 

Şimdilerde sana, "Enver Hoca artığı" ve de "Arnavut ajanı" dendiğini duysaydın?.. Adamakıllı hangi sunturlu, gün ışığı görmemiş sözü ederdin? Tahmin etmek zor değil;  seni tanımış ve seninle yaşama şansına erişmiş insanlar pekala bilecektir.

Gözlerinden, gül yanaklarından... Her birinin altına, göğsünü gere gere ve gururla "Kaçupay" imzasını attığın, o inanılmaz rubaileri yazan ellerinden öpüyorum.

Hasan Oğuz Bilgen. 15-04-2023. Eynez Gama Şantiyesi- SOMA. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder