TÜRKÜLER SUSMAZ, HALAYLAR SÜRER…
Çat kapı derdest edilip götürülen parti
yöneticilerinin, sıvışmayıp savaşan rejim muhaliflerinin gözaltında
yitirildiği, devrimcilerin kontrgerillanın izbe kuytuluklarında yargısız
infazlara kurban edildiği, şimdilerde ise esamesi okunmayan zamanın hatun
başbakanının "Çatlı" faşistinin şahsında " Devlet için kurşun
atan da, kurşun yiyen de bizim huzurumuzda kahramandır." buyurduğu 1990`lı
yıllardan
biriydi.
Kızılırmak ve Grup Yorum türkülerinin, duyarlı
ve onurlu insanlarımızın acılı yüreklerini biraz olsun serinlettiği, Ahmet
Kaya`nın sazından ve sözünden, Ruhi Su`nun deyimiyle "kavga eder
gibi" Metris, Mamak ve de Diyarbakır türkülerini dinlediğimiz,
gerici-militarist atmosferin giderek ağırlaştığı dumanlı, bozbulanık, yeni
cinayetlere ve katliamlara gebe günlerde yaşıyorduk.
Ahmet`in işte o günlerden birinde verdiği, dost
sayısı hayli kalabalık ve heyecanı oldukça yüksek bir halk konserinde yaptığı
konuşmayı unutamam... Oradaki sıcak ve harbici havayı hala dün gibi anımsarım.
Oflamadan, ağlaşmadan bıçak kesiği gibi bitirdiği bir Hasan Hüseyin
şiirinin ardından, terden sırılsıklam gömleğinin sırtına yapışmış hali ile ve
de uzamış sakalı ile, dalgın mahçup biçimde, uzun uzun baktı coşmuş kitleye...
Bir süre sustu...
Aynı sabır ve alçakgönüllülükle devrim ve
sosyalizm sloganlarının dinmesini bekledi.
Sonra her zamanki çocuksu, mütevazi ve mütebessim
hali, her boydan ve her soydan çakallara karşı kullandığı üslubu
ile, kitabın orta yerinden tane tane, mermi gibi konuştu : "
Bana ısrarla `Seni Sevmeyen Ölsün`ü söyle" diyorlar.”, " Biz, seni
bu yüzden sevmiyoruz. Ol nedenle başına olmadık, nahoş haller
gelebilir!? Bu böyle biline..."
Bu tehditkar sözleri
yine tane tane, korkusuzca aktardıktan sonra, aynı mütebessüm ve de aynı ruh
dinginliği ile, kendisini tezahüratlarla
kucaklayan kitleye baktı uzunca…
Ardından konserini bitirdi usulca, sonra sazını tarağını toplayıp çekti gitti.
Ahmet de tıpkı Nazım usta gibi memleketim
insanına ve toprağına duyduğu hasretle gurbet diyarlarında, acı ve kahırlar
içinde öldü gitti. Aradan geçen telafisi olanaksız koskoca bir on yıldır.
Yıl 2011... Oynanan oyun aynı oyun,
ısrarla gözümüze sokulan aynı filmdir.
990'lı yılların bildik kokuşmuş
köhnemiş zihniyeti, işkenceci soyguncu güruhu, aynı oligarşik
diktatörlüğünü, aynı militarist zorbalığını pervasızca sürdürüyor.
Umudun, özgürlüğün türküsünü bıkmadan
usanmadan söyleyen Grup Yorum`a açılan onlarca dava dosyası, yüzlerce illegal
gözaltı uygulaması, şantaj ve tehditle, yine ısrarla 1980'lerin
"sevilen" arabesk şarkısını " Seni Sevmeyen Ölsün "ü söyle
deniyor...
Grup Yorum 1980`li yıllardan bu güne,
yoksulun, itilmişin, ötekileştirilmişin baş eğmeyen, onurlu sesi olmuştur. Grup
Yorum halkların kardeşliği uğruna, sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız
bir dünya için yürünen yolda bir cesur ses, bir aykırı duruş,
onurlu bir devrimci gelenektir.
Bu gelenek, bu duruş tüm baskılara,
işkencelere karşın değişmedi. Onca sayısız baskının ve devlet şiddetinin
karşısında da değişmeyecek...
Bıkıp usanmadan türkülerini söyleyen Grup
Yorum`a, tutuklanan üyelerine, onbinlerce vefalı destekçisine, yapılan
basın açıklamasında bizzat bulunan -başından beri açık desteğimi ilan ettiğim
- Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu adayı Sırrı Süreyya Önder`e, Pınar
Sağ`a, yazar Bilgesu Erenus`a, şair Ruhan Mavruk`a, KESK Tüm Bel
Sen Sendikası ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyelerine bin selam olsun.
Yılmayanların, yılışmayanların duruşuna,
umudun türküsüne, Grup Yorum`a selam olsun . . .
Hasan Oğuz
Bilgen, 14.05.2011, Bornova
Yazılardaki yasal
sorumluluk yazara aittir
Yazar hakları Telif
Hakları Yasası'nca saklıdır
Yazarın Diğer
Yazıları.
Hasan Oğuz
Bilgen-Özgür Medya-Site İçinde-Arşiv
Haber Tarihi: 14/05/2011
Haber Editörü: Özgür
Medya
Haber Kaynağı: Özel
Bu haber, 10.12.2011... 2219 kez okundu
Haber Arşivim
Bu haberi arşivime eklemek istiyorum
Bu haberi tavsiye
edin
Bu haberi arkadaşlarınıza tavsiye edin
Haberi Yorumlayın
Bu habere yapılmış bir yorum bulunmamaktadır
İlişkili Haberler
İlişkili haber bulunmamaktadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder