30 Nisan 2020 Perşembe

SEKİZ SAAT İŞ, SEKİZ SAAT UYKU, SEKİZ SAAT KEYFİMİZE GÖRE...




SEKİZ SAAT İŞ, SEKİZ SAAT UYKU, SEKİZ SAAT KEYFİMİZE GÖRE... 

Kavgalı haliniz, kavga nedeniniz, uğraşıp didinmeniz virüs gibi küçük bir nedenle de olabilir. Mevcut devlet mekanizması gibi, ilk bakışta baş edilemez gibi görünen devasa, ceberut, esaslı bir nedenle de...

Yer ve zaman, koşullar ve gerekçeler her ne olursa olsun, uluslararası düzeyde tek kutlama, anma, and içme günü 1 Mayıs'ın -her fırsatta geçiştirilmeye, içi boşaltılmaya çalışılmış olan- değişmeyen anlamı ve önemi kavga günü oluşudur.

Bu evrensel karakteristik özellik, yaşlı kürenin hemen her yerinde ve zamanında, fincancı katırlarının sırtındakilerini de, biat edip peşi sıra gidenleri de ürkütmüştür.


*  *  *

Çekiç insanı tutsak eden zincire indiğinde… Yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız her şeyi üreten çarkların şalteri kapandığında, 'ayak takımı' dedikleri insanların nasıl da yaşamı yaratan bir güç olduğu görülür.
İstenilen şey aslında fazla bir şey değildir. 

Bir şeye benzetemedikleri, ‘asla olmaz’, ‘mümkün değil’ dedikleri, ayaklar baş olacak, güneş bir kez de baldırı çıplakların yüzüne gülecektir. Beyfendilerin sinek ısırığı kadar bir yerleri acımayacaktır. Olup bitecek olanın hemen hepsi budur.
Fazla bir şey değil istediğimiz.

Yarattımız değerlerinin karşılığını, sadece hakkımız olanı ve aslında bizim olanı istiyoruz. Çekiç zincire vurduğunda ve ana şalter indiğinde daha başka ne mi olacak?

Beslendikleri savaş ve kaos politikaları son bulacak,  kan ve barut, vahşi sömürü düzeneği ve tüm bunların toplamı demek olan paranın saltanatı hak ettiği yere, sakallı adam Marks’ın sözüyle “çıkrığın ve baltanın yanına”, tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Fazla bir şey değil istediğimiz. 

Üreten büyük insanlığın, sınıfsız/komünal toplumdaki serbestliğini ve eşitliğini istiyoruz sadece. Böyle bir dünya olur, olmuştur. Yaşanmaktadır da. ‘Ceketimin kibrit cebi kadar değil’ deyip akıllarınca alaya aldıkları, o küçük ada ülkesi, yer kürenin insanlarına “asker” değil “doktor” göndermektedir.

Gecelerinde aç, açık yatılmayan, gündüzlerinde işsiz olunmayan başka bir dünya olur. 
Fazla bir şey değil. Sekiz saat iş, sekiz saat uyku, sekiz saat keyfimize göre. 
Öyle çok şey değil. Özgürce.


Hasan Oğuz Bilgen, 30/04/2020, Ilıpınar.



1 yorum:

  1. Gençlik yıllarında 1 MAYIS denince ruh halim bir ivme kazanırdı,,sanki ülkemizde bizde varız duygusunun tavan yapyapığı bir gün olurdu,özellikle istanbuldaki kutlama ve taksim meydanı,,sihirli bir mabetti,,her şey orada olacaktı,,

    YanıtlaSil