12 Eylül 2020 Cumartesi

KIRK YILLIK "TENEZZÜL" ETMEME HALİ.



KIRK YILLIK "TENEZZÜL" ETMEME HALİ.

Sabahın körü... Takoz telefon feryat gifan, acı acı çalıyor. Alacaklı gibi. Rutin yürüyüş için yenice giydiği bez ayakkabının bağlarını çözüyor, homurdanarak. Önceki gün geçirdiği operasyon sonrası, olası karşı aramalar için hazırladığı taslak iletisini gönderiyor alelacele:                                                                                      

 = Açsam da seni duyamam. Hijyen tamponu var. Antibiyotik damla kullanıyorum. Bana, 'cep tel ileti' yolu ile ulaşabilir misin.                                                                                                                         

"Alacaklı" yakıştırmasını boşuna yapmamış. Yanıt anında ekranda beliriyor.                                                

 = Ne oldu? Daha dün kulağındaki pamuk için, alt tarafı bir sinek ısırığı, salla gitsin dememiş miydin?

 = Isırık aynı ısırık; ne olmuş. Cavit, yapışacak kayda değer bir yerimi bulamadı, kulağıma yapıştı belki. Çok mu? Hem, sabah sabah, yana yana çaldırmalar. Sen, beni sadece, sabun kalıbına basıp kolunu bacağını kırdığında ararsın bilirdim.

 = Dalga dümeni bırak. Bir kez, Cavit değil Covit... Kulağa değil, ciğere yapışır. Bu gün 12 Eylül. Bırak yürüyüş kıvırmasını. Otur. Güne dair birşeyler söyle, birşeyler paylaş.

 = Bak kızım. Geçtiğimiz gecenin uygunsuz bir vaktinde, içkisiz kalmış alt komşum zıpır oğlanla son kalan ev yapımı şarabımı paylaştım.  Ona yanarım. Daha nesi?

 = Laf karıştırma. Eski Tercuman gazetesinin bitmek bilmeyen "Pehlivan Tefrikaları"ndan, yerli yersiz "güzellemeler"den hoşlanmadığınızı bilirim. Ama, bir tercih yaptınız. Cunta'ya diklenmek, karşısında dik durmak için kimlikler, evlenme cüzdanları filan... Birileri haklı olarak tercihte bulunmuş olsa da, aklınıza pasaport yapmak filan gelmedi. Bilebildiğim kadarı ile yani... Hiç tenezzül etmediniz. Sıvışmayayım, yılışmayayım derken mağdur oldunuz ama. Kızma ama. Sonuçta, hepinizde o günlerden bir yıkıntı kaldı. Örneğin sen. Bir gün, sular seller gibi dillenip, saydırıp döktürüyorsun. Bir gün, balta kesmez buz, kapı duvar, öldür allah ketum oğlu ketum oluyorsun. Bu bir duygu durum bozukluğu olmasın? Hani, nasıl anlatsam; bipolar durumları falan?

 = Bak gülüm. Biz de, öyle şeyler olmaz!  Benim kırk yıldır, Müjgan'a aşkım aynı aşk, Kenan'a ettiğim bağrı açılmadık küfür aynı küfür.  Olsa olsa, "uyum durum bozukluğu" olabilir. Her ne yaptımsa dijital arkadaşlıklara, sanal alemlere alışamadım. Bir akıllı uslu telefon bile alamadım. Ha, unutmadan, biz mağdur değil tarafız. Kavgaya bilerek girdik. İki tokat yedik diye ağlamadık, ağlamayacağız. Anadolu'da bir söz var; "Döğüşte şamar aranmaz" diye. Huyum kurusun, oldum olası bu sözü çok, ama pek çok severim.

 = Şakaya boğma. Ne dediğimi, ne anlatmak istediğimi gayet iyi biliyorsun. Böyle davranırsan, seni bir daha aramam. Yalnızlığına boğulur, yine duvarlarla konuşur durursun.

 = Bak; kızım dedim olmadı, gülüm dedim olmadı. Yeter artık.  Ben 12 Eylül'le ilgili hiçbir şey söylemiyor, hiçbir şey paylaşmıyorum. Benimle ilgili takıntıların, kuruntuların yüzünden daha sabah yürüyüşüme bile başlayamadım. Burada, ayak üzeri geçirdiğimiz dakikalarda, üşenme, aç bak, 12 Eylül'le ilgili kaç paylaşım, kaç güzelleme, kaç ağlak yakınma yapılmış gör. Yetmez mi? Onları oku, idare et. 

Biz, anılarımız belleğimizim bekçileridir dedikse, onları ortalık yere dökelim, üç kuruşa satalım demedik. Bu bir. İkincisi: Bizler, onları aşabildiğimiz sürece ayakta kalabileceğiz. Yaşananları hiç olmamış gibi, 'mış' gibi yapıp unutmak, yok etmek isteyenlerse altında kalacak.  Takoz telefonumun şarjı her an bitebilir. Beni yanlış anlama. Dertlerimi aklında tutma unut, beni unutma.

.  .  .

Bu telefon ileti muhabbeti hiç olmadı, sabahın köründe arayan kırk yıllık bir eski dostun hiç olmadığı gibi. Tüm hikaye bir koca masaldan ibaretti. 

Gerçek olan ve asla yalan olmayan, her koşul ve mekanda sıvışıp yılışmamamız, kırk yıllık tenezzül etmeme halimizdi.

Hasan Oğuz Bilgen. 12/09/2020. Diyarbakır-Devegeçiti

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder